Olta atmakla olmaz bazen… şans da suyun dibinden seni çekmeli.
Big Bass evrildi, Splash oldu: Daha canlı, daha kazançlı
Şimdi Big Bass diyince zaten tanıyan tanır. Ama bu sefer mevzu farklı. Aynı balıkçı ama daha heyecanlı, daha hızlı, daha patır kütür bir deneyim sunuyor. İsmi bile coşkulu: Splash. Yani bu balık suya değil, direkt ekrana atlıyor.
Slotter’da denk geldim buna. “Aaa bu Big Bass’ın başka bir hali mi?” dedim. Girdim, grafikler daha parlak, animasyonlar daha tok. Oltayı attım… ama bu sefer daha kısa sürede ısırdı balık. Birkaç spin sonra oyun “buyur kardeşim, burada eğlence var” dedi. Ben de tuttum oltayı, girdim ortama.
Yeni simgeler, yeni sürprizler
Klasik Big Bass havası korunmuş ama üzerine epey şey konmuş. Yeni simgeler var. Traktör geliyor, kurbağa geliyor, hatta balık zıplıyor. Her biri bir şeyin habercisi. Oyuna bir çeşitlilik gelmiş. Sadece çevirmiyorsun, aynı zamanda neyin nereden geleceğini de çözmeye çalışıyorsun.
Free spin geldiğinde sahneye bizim meşhur balıkçı yine çıkıyor. Ama bu sefer yanında hediyeleri de var. Fazladan balık, fazladan çarpan, fazladan spin. Yani oyun sadece şansına değil, biraz da sabrına oynuyor. Her tur “belki bir şey daha yakalarım” dedirtiyor.
Ve en güzeli de şu: Splash, seni bir noktaya kadar taşıyor. Ama sonrasında işi sana bırakıyor. Yani kontrol hissi veriyor. Slot dediğin zaten biraz umut, biraz kontrol, biraz da “hadi bakalım nasip” demek değil mi?
Slotter’da balık daha parlak yüzüyor
Şimdi böyle bir oyun oynuyorsan, takılma istemezsin. Bir anlık duraksama bile keyif kaçırır. Slotter burada devreye giriyor. Açtım oyunu, ekran mis. Ne geç yükleniyor, ne yarım simge gösteriyor. Spin dönüyor, animasyon akıyor, kazanç ekranı takır takır geliyor.
Mobilde ayrı güzel, bilgisayarda zaten şölen. Görsellik kaybolmadan tam performans alıyorsun. Slotter’da oynamak oyunu “bir tık daha yukarıya taşıyor” resmen.
Bak sana bir şey diyeyim mi? Bu tren var ya, öyle bildiğin vagon falan değil.…
Bak açık konuşacağım, bu oyun resmen “savaşçı ruhun varsa gel” diyor. Sword of Khans, adını…
The Dog House Multihold, Şimdi dostum, sana bir şey diyeyim mi? Köpekli oyun deyip geçme.…
Şimdi söyle bana, kim istemez ki bir büyüyle cüzdanı kabartsın? Hani şu “şak” diye elinde…
Release the Kraken, Yahu Kraken dedikleri şu canavar var ya, hani okyanusun dibinden çıkıp gemi…
Bazen insanın içinden krallara layık hissetmek gelir. Hani şu işler kötü gidince, “Ben kimim ya?”…