Bak sana bir şey diyeyim mi? Bu tren var ya, öyle bildiğin vagon falan değil. Bildiğin altın taşıyor. Ama öyle külçe falan değil ha. Direkt heyecan, adrenalin ve çatır çatır kazanç! İsmi Money Train 2. İlk oyun zaten güzeldi, bu ikinci oyun? Abartmıyorum, evrim geçirmiş hali.
Slotter’da rast geldim. Dedim hadi bir çevireyim. Ulan o ne! Vagon açılıyor, karakterler, çarpanlar, aksiyon… Resmen Clint Eastwood’un parasal versiyonunu oynuyorum.
Tren Dolu Geliyor, Boş Gitmiyor
Oyunun kafası biraz film gibi. Treni kaçıran kovboylar, çılgın bir atmosfer, gerilim ama bir yandan para akıyor. Bonus turu var, patlayıcı var, toplayıcı var… Var da var.
Her karakterin bir görevi var. Kimisi çarpan yükseltiyor, kimisi parayı topluyor, kimisi yeniden spin kazandırıyor. Böylece her çevirmede “ne oluyor lan?” diye bakıyorsun. Şansa değil, sisteme oynuyorsun resmen.
Ve şunu unutmadan: bu oyunda boş geçmek yok. Her çevirmede bir beklenti var. Her spin’de bir umut. Hele bonus yakaladın mı… Geçmiş olsun. Ayır bir saat, çünkü kalkmak istemeyeceksin.
Oyunun Efekti Değil, Yaptığı Etki Büyü
Money Train 2, sadece grafik değil. Oynarken duyduğun sesler, vagonların açılışı, çarpanların çatır çatır yazılması… seni içine çekiyor. Otobüs durağında aç, trende hissedersin kendini. Kahveni al, ekranı karşına çek, gerisi zaten otomatik.
Ve Slotter bu işi öyle güzel sunmuş ki… takılma yok, kasma yok. Ne zaman oyna, nasıl oyna… hep aynı kalite. Mobilde de, bilgisayarda da tren rayında gidiyor yani.
Herkesin Bir Treni Vardır, Ama Bu Farklı
Kiminin trenini aşk kaçırır, kimini iş kaçırır… Ama bu tren? Bu seni kazanca götürüyor kardeşim. Ve bu tren her zaman durmaz. Bak bu oyun sana hem macera, hem kazanç, hem heyecan veriyor.
Slotter sayesinde bu heyecanı yaşamak kolay. Tıkla, gir, oynat. Gerisi zaten geliyor. Ha bir de dikkat! Bu oyun bağımlılık yapar. Çünkü her çevirmede “acaba şimdi mi patlayacak?” hissi var.